Acaba değişimi ne sağlayabilir? Gerçekten değişmek istiyor muyuz? Belki de şunu sormak lazım: Neden değişmeliyiz?
Yaşamda hiçbir şeyin statik değildir. En kalıcı olduğunu düşündüğümüz şeylerin bile bir süre sonra en azından fiziksel değişime uğradığını görüyoruz. Dinamik bir yapısı olan bizlerin yani ruhsal varlıkların değişimi de sürekli bir şekilde meydana geliyor. Bir sene öncesini bırakın, bir ay, bir hafta hatta bir gün öncesiyle bile aynı yapıyı taşımıyoruz.
Olayların sürekliliği içerisinde etkiler alarak, tesirlere maruz kalarak değişime zorlanıyoruz. Evet birtakım özelliklerimizi değiştirmek kolay olmuyor. Duygusal yapımız, karakterimiz, alışkanlıklarımız daha zor değişiyor. Oysa özellikle alışkanlıklarımız ayaklarımıza dolanan ayakkabı bağları gibiler. Sürekli yürüyüşümüze yani değişimimize engel oluyorlar.
Değişimi gerçekten sağlayacak olan bizdeki farkındalığın artmasıdır. Farkına vardığımız yanlarımız üzerinde ancak çalışabilir, onları değiştirme ya da geliştirme yönünde çabalayabiliriz. Hayatın akışı içerisinde zaten elimizde olmadan değişiyorsak, neden dizginleri ele almayalım? Neden hep her şeyi oluruna bırakmak yerine kendimizdeki değişimi daha şuurlu olarak olumlu yönde gerçekleştirmeyelim?
Özde ruh varlığı olarak insanoğlunun dünya üzerinde bulunma sebebini bilgisini deneyimlemek, öğrenmek ve kaynağa olan sonsuz yolculuğa devam etmektir. Bu yolculuğun yolu üzerindeki parke taşlarını da varlığın değişimle ve bunun sonucu olarak elde edeceği gelişimle bizzat kendisinin oluşturacağını unutmamak gerekiyor.
Hiçbirimiz belki de yaşamımızdan tam anlamıyla memnun değiliz. Hele de artan devre sonu baskısıyla gün geçmiyor ki bir olay olmamış olsun. İnsanlık değişiyor, dünya değişiyor. Bu değişime uyum sağlamak ancak göstereceğimiz esneklikle olabilir. Yeni Çağın değişim tesirlerine uyum sağlayamadığımız ve esneyemediğimiz için ıstırap çekiyoruz, değişime karşı direniyoruz.
Değişime karşı gösterdiğimiz dirençleri kırmak ancak şuurlu bir şekilde hareket etmekle, bu da düşünce ve duygularımıza hakim olmakla gerçekleşecektir. Ufak ufak da olsa göstereceğimiz çabalar içsel yolculuğumuzda olduğu kadar tüm dünya insanlığı olarak da yaşayacağımız toplu değişimin kapılarını aralayacaktır.