Hepimiz aynı dünyada yaşıyor, aynı havayı soluyoruz. Doğup büyüdüğümüz yerdeki insanlarla aynı dili konuşuyoruz. Kendi dışımızdaki gerçekliğin nesnel varoluşunda bizden bağımsız gibi gözüken bir yönü var. Ancak bizim için aslında “dışımızdaki gerçeklik” diye bir şey yok.
Bunu okuyan pek çok kişinin zihninde kocaman bir “?” işaretinin belirdiğini görür gibiyim. “Bu saçmalık. Dışımızdaki dünya dışımızda; içimizde olanlar da dışarı ifade etmediğimiz sürece içimizde. İşte etraftaki eşyalar, sandalyeler, masa, bilgisayar… Bunlar benim dışımda. Düşüncelerim, imgelerim, duygularım… Bunlar da benim içimde…” diyebilirsiniz.
Yazının devamı için tıklayınız.
Comments